Bir kaç kere hikaye denemelerim olmuştu ama aklıma bir fikir geldi ve yazmaya başladım. İşte ilk bölüm..
Que Sera Sera. Bölüm 1.
Uzun koridorda yürüyordum.Etraf loştu,camdan şamdanlar koridoru aydınlatıyordu. Etrafıma bakınıyor,çıkacak bir yer arıyordum. Koridorda bir sürü büyük altın rengi tablolar vardı. O kadar ihtişamlı gözüküyorlardı ki bir tanesine dikkatlice bakmak için durdum. Altın saçlı bir kız vardı, midyenin ortasında durmuş başka tarafa bakıyordu. Yanlarında biri erkek diğeri kız sarılmışlar sanki kıza geliyor adeta uçuyormuş gibiler idi. Tablonun arka planı maviydi,sanki bu kişiler okyanusun ortasında duruyordu.Tabloya baktıktan sonra zamanımın olmadığını hatırlayıp hızlı hızlı yürümeye devam ettim.Koridorda büyük halılar vardı. Garip bir şekilde hepsi kan kırmızısıydı.Altın renkli tablolarla çok iyi uyum sağlıyorlardı.Adımlarım sıklaştıkça gök mavisi pelerinim den çıkan ses kulağımı tırmalamaya başladı.Altın sarısı buklelerim pelerinimin kapüşonundan aşağı dökülüyor,rüzgarın etkisiyle savruluyorlardı . Gözlerim ise hala bir çıkış yolu arıyordu.Arkama sık sık dönüp bakıyordum çünkü her an karşıma çıkabilirdi. O her an istese beni bulabilirdi. Ama içimde ki bir umut işte, gizlice çıkabilirsem bu saraydan belki onu bir daha görmezdim .Onu görmemek.. o kadar farklı geliyor ki.Ona dokunamamak , onu öpmemek... Ama yapmak zorundayım,çıkmak zorundayım.(!)
Friday, 8 February 2013
Friday, 9 November 2012
Gülümse.
Posted by
Angel_Gorki
at
11:48
Bu resim çok hoşuma gitti. Ormanla ilgili ve su ile ilgili olan her şeyi çok seviyorum. Ya da doğayı mı seviyorum demeliydim? hehe. Evet gülümse diye başladım yazıma. Çünkü gülümsemek içten gelen bir şey ve benim de en sevdiğim şeylerden bir tanesi. İlk defa bu arada yağmuru sevmeye başladım. Yağmur sevilmez mi ya?? diyeceksiniz. Ben hiiiç sevemedim. Belki lisemden dolayı oldu bu. Çünkü yağmur yağdığı zaman kasvetli bir hava okul duvarları buz gibi ve üşüyen ben. Ama üniversiteme baktığım zaman dışarı çıktım yağmur nasıl yağıyordu -dün- o güzel kokuyu içime çektim ve ağaçlara baktım. Yere düşen yapraklar..su birikintileri .. elimde de bir şemsiye. Nefes verdiğim zaman dışarı çıkan buhar... Ah dedim bir de sevgilim olaydı ne güzel olurdu bu hava da !
Yine hayal gücüm beni yönlendiriyor. Düşünüyorum, hayal ediyorum. Aşık olmak,sevmek değişik şeyler. Bir bakıma zor bir bakıma mükemmel bir his. Sevildiğini bilmek , değerin olduğunu bilmek gerçekten güzel. Ne yazık ki yok ama zaman ne getirir bilemem :) heheh. Ne diyordum, kaydım konudan.Bu arada yine bir dövme buldum o kadar hoşuma gitti ki. Acaba yaptırmayı düşünsem mi?
Kuşlar..uçmak.Bana bir bakıma "özgürlüğü" çağrıştırıyor. Ve gerçekten de çok hoş duruyor. Belki böyle bir şey düşünebilirim ama hala kararsızım.Böyle resim koyarak göstermek hoşuma gitmeye başladı. İçimi dökerken ayrıca resimlerle göstermek. Harika ! . Ayrıca evet kabul ediyorum. Yağmuru sevmeye başlamama(!) rağmen ben yazı özledim. Ben yaz insanıyım her ne kadar deli gibi terlesek de yazın verdiği o duygu paha biçilemez. Camı açtığımda dışarıdan gelen hava, güneş ışığı ve deniz... deniz...
Gülümsüyorum.. Gülümsüyorum..
Yazın olan güzel anılarımı hatırlıyorum. Birisini. Yeşil Gözlerini. Hatırlıyorum. Ve gülümsüyorum...
Tuesday, 6 November 2012
Mutlu ol.
Posted by
Angel_Gorki
at
11:46
Bazen her şeyden koptuğumuz anlar olur. Direnme gücü gider, duygusal olarak patlarız. Yaşlar süzülür gözlerden. Çünkü uzun zamandır güçlü olmaya çalışıyorsundur.Aslında biraz bana da böyle oldu. Bilmiyorum niye oda ayrı bir mesele. Bi an kendimi gözlerim dolarken buldum. Dersler, koşuşturma,vizeler derken bir den üstüme çok geldiler sanki. Ben stresli olmaya dayanamıyorum. Bir yerden sonra patlıyorum, isteksizce devam ediyorum yola. Ya da stresliyken bir şey daha üzerime gelince de oluyor bu. Ağlamak istemiyordum ama sesim çatallaştı ve POF. Ne oldu, ağlıyordum işte. Nedensiz belki , belki stresimin gitmesiydi.Biraz içimi döktüm sanki bugün. Mutlu şeyler,güzel şeyler de olmadı değil. Notlar iyi fena değil ama yoruldum gerçekten de yoruldum. Zor bir okul zor ! Sabahleyin giderken - ki alakasız sabah 8- Ave Maria dinledim. Şuan aklımda dolaşıyor zaten. Ave Maria bir Hristiyan ilahisi ama ben operasını dinliyorum. Operayı çok sevdiğim için, etkilendiğim den değil. Opera da ki farklı ses tonları dinlemeyi çok seviyorum. Küçükken de operacı olmak isterdim. Onlar gibi eşsiz bir sese sahip olmayı, sahnede aryalar söylemeyi... Hayal ediyorum hala hayal ediyorum.
Bu resimdeki dövmeyi çok beğendim. Beni anlatıyor biraz. Day-dream derler ya gün içinde hayal etmek, bana çok oluyor. Belki olmayacağını bilseniz bile hayal ediyorsunuz.Bu beni çok geliştiriyor açıkçası. Ya da bazen saçma sapan şeyler de çıkmıyor değil :)) Hahaha. İnsan aklı bu, engin ve zengin.
Şu vizeler bitsin daha da güzel yazacağım buraya.
Görüşmek üzere :))
Sunday, 4 November 2012
İlkler her zaman güzeldir. En azından benim için.
Posted by
Angel_Gorki
at
12:38
İlk defa buraya yazmaya başlıyorum. Aslında yeni bir başlangıç benim için. Çünkü uzun zamandır kullanmıyordum ve birşey de yüklememiştim. İlkler, evet ilk benim için. Hiç bir yere böyle yazmamıştım ama en iyi duygularımı anlatan yer olacağını düşünüyorum. Bazen kimseye bir şey söylemek istemiyorum yazmak istiyorum ya da düşünmek istiyorum. Burası işte, içimi dökeceğim yer burası. Sevinçlerim,kızgınlıklarım belki üzüldüğüm şeyler buraya yazacağım. Peki soracaksınız neden bu resim? Bu resmi ben çektim. Anlatmak istediğim şey şu; herhangi bir şey, eşya-doğa-insanlar- onlara sıradan gözüyle bakmamak. Her zaman ayrıntıya bakmak. Benim amacım bu.Belki biraz çizim yaptığım ya da sanatla uğraştığım için böyle diyorum. Ama ben incelemeyi çok severim. Her şeyi- yeni insanlar,yeni mekanlar, ayrıntısı olan her şey. Bazen diyorum çok mu düşünüyorum, çok mu inceliyorum.Başka bir şekilde bakmak nasıl bir şey? Başka bir şekilde düşünmek? İşte incelemek o anda o zamanda o da ilklerden birisi. İlk oluyor her şey; o an gözlemlemeye başlıyorum her şeyi.Belki çok derin düşünüyorum , olup olmadık şeylere takılıyorum. Bundan da zevk alıyorum. Seviyorum doğayı, sanatı, müziği... Evet, burası işte, içimi dökeceğim yer. Söylemek istediğim her şey. Burası.
Subscribe to:
Comments (Atom)







